Maria Montessori 1907 yılında ilk Montessori Okulu’nu açtığında 2 – 7 yaşlarında yetmiş kadar çocuğu ve bir yardımcı öğretmeni vardı. Okul, bir kenar mahallede, devletin dar gelirli ailelere tahsis ettiği binalardan birinin en alt katında açılmıştı.

İmkanları oldukça kısıtlı olan Montessori büyük bir salondan oluşan bu sınıfı kendi tasarladığı araçlarla ve çocukların boyutlarına uygun mobilyalarla döşedi. O güne kadar okullarda çocukların boyutları gözardı edildiğinden çocuk boyutlarına uygun masa ve sandalyeler yaptırmıştı ve bu sınıf o günler için bir ilkti.

Çocukların boyutlarına uygun mobilyalarla döşenen mekanlar oluşturulması Montessori’nin getirdiği yeniliklerden biridir. Casa dei Bambini kısıtlı imkanlarıyla, çocuklara anne ve babaları işten dönene kadar bakan bir okuldu, Maria Montessori ise çocukların bakımlarını sağlamakla kalmamış onlara o güne kadar hiç uygulanmamış bir eğitim vererek onları bilişsel olarak gelişmiş ve kendilerine yeterli bireyler olarak yetiştirmeyi başarmıştı. Okulda, büyükler küçükleri gözetir, onları yedirir ve uyuturlardı, üstelik temizlik ve düzeni sağlayacak çocuklardan başka kimse olmadığından tüm günlük işleri de çocuklar yaparlardı. O güne kadar hiç kimse çocukların kendi kendilerine yetebileceklerini düşünmemiş ve onları yetersiz gördükleri için hayata dair bilgiler vermek gereği duymamışlardır. Öyle ki Montessori birgün çocuklara burunlarını nasıl sileceklerine dair bir ders verdiğinde çocuklar içtenlikle ona bu ders için teşekkür etmişler ve kendi kendilerine yetebileceklerine inanan bu yetişkinin çabalarını takdir edebileceklerini göstermişlerdir. Demek ki çocuklar sandığımızdan daha çok şeyi anlayabilir, değerlendirebilir ve bilgiyi uygun biçimde kullanabilirlerdi. Bunu bize Maria Montessori gösterdi.

2000’li yılların başında, Montessori Eğitimi 100 yılını tamamlamışken, onun bizlere gösterdiklerini en verimli biçimde değerlendirebilmeliyiz.

Maria Montessori Londra’daki bir Montessori okulunda gözlem yapıyor; 2 Kasım 1946
Maria Montessori Londra’daki bir Montessori okulunda gözlem yapıyor; 2 Kasım 1946
Casa dei Bambini Açılış Günü, 1907
Casa dei Bambini Açılış Günü, 1907

Okulumuzun Günlük İşleyişi
Geleneksel eğitimde okulların haftalık çizelgeleri hazırlanırken her yaş bir sınıf olarak düşünülür ve okulun içinde her topluluğun kendine ait bir yeri vardır. Oysa her çocuk okulun her yerini kullanabilmeli ve sabahtan bir sınıfa girdiğinde akşama kadar orada kalmamalıdır. Liberum Montessori Akademia’nın önemli bir farklılığı haftalık çizelgesi içinde çocukların tüm okulu kullanmalarını sağlayacak bir düzenlemenin bulunmasıdır.
Montessori’nin ilk okulu her farklı konudaki dersi aynı alanda yapmak durumundaydı çünkü sınıf olarak kullandıkları sadece büyük bir salonları vardı. Montessori araçları burada bulunurdu ve aynı mekanda hem çalışır, hem yemeklerini hazırlar ve yerler, hem de uyurlardı. Bugün okulların yerleşimleri o günden çok farklı. Üstelik çocukların gelişimlerini zengin bir çeşitlilikle destekleyebilmek için yandal dersleri de Montessori çalışmalarıyla beraber verilebilmekte.
Bu yeni koşullar bizi daha verimli bir haftalık çizelge hazırlamaya yöneltti ve oniki yıldır uyguladığımız özel bir düzenlememiz var. Bu düzenlemeye göre çocuklar tüm günlerini Montessori Araçları’nın bulunduğu sınıfta ya da herhangi bir başka sınıfta geçirmezler. Yandal dersleri müzik, sanat, beden eğitimi, İngilizce, drama, bilimsel deneyler ve elbette bahçe oyunları ya da çiçeklerin, sebzelerin ve hayvanların bakımını yapmak, evcilik oynamak ya da yapı oyuncaklarıyla kale yapmak ve sayamadığımız daha birçok uğraş çocuğun haftalık çizelgesinin içinde bulunmalıdır.
Bir sınıf Montessori Eğitimi’nde çocuğun ihtiyaç duyduğu 2 – 3 saatlik bölünmez çalışma süresi içindeyken diğer bir sınıf müzik ve sanat dersinde olabilir ya da bahçeye çıkabilir. Sabah ve öğleden sonra saatleri tüm okul içinde özel bir paylaşımla düzenlenir. Böylece çocuğun Montessori Eğitimi’nde süreklilik sağlanırken farklı alanlarda da gelişim göstermesi desteklenir. Okul mekanı en verimli biçimde kullanılırken hiçbir çocuk okulun içindeki bir etkinlikten uzak kalmamış olur.